Painfully
Well-Known Member
Yanıt: Psikolojide Kavramlar
Benlik
Benlik (şelf) sosyal psikolojide önemli araştırma konularından biridir. Tarihsel olarak da sosyal psikologların üzerinde durdukları ilk konular arasında yer alır. W. James benliğin hem insanın kendini bilme ve değerlendirme konusu gibi hem de düşünce ve davranışlarımızın kökeninde bulunan bir yapı gibi incelenebileceğini öne sürmüştür.
Baldwin benliği alter ve ego şeklinde iki karşıt kutba ayırmıştır. Alter gerçek veya hayali olsun diğer insanlar hakkındaki temsillerimize ego ise kendi kendimizi algılama tarzımıza göndermektedir.
Mead benliğin birey ile çevresi arasındaki etkileşim içinde oluştuğunu vurgulamıştır. Ona göre birey ait olduğu gruplar ve komünote tarafından paylaşılarak inşa olur. Sosyal süreç herkes tarafından aynı şekilde algılanmadığından bireyler arasında önemli farklılıklar görülür. Mead bu farklılaşmaları ben ve ego ayrımıyla niteler. Ben benliğin psikolojik kısmıdır ve bireyin yaratıcı yanlarını belirtir; ego ise benliğin sosyolojik yanıdır ve sosyal rollerin içselleştirilmesini ifade eder.
Son yıllarda sosyal psikologlar tarafından gerçekleştirilen benlik araştırmaları üç sorun etrafında odaklaşmaktadır: Benlik kavramı yani kendimizi nasıl tanımladığımız (benliğin bilişsel yanı) benlik saygısı veya özsaygı yani kendimizi nasıl değerlendirdiğimiz (benliğin duygu ve değerlendirmeler içeren yanı) ve benlik sunumu ya da kendini sunma yani kendimizi nasıl sunduğumuz (benliğin davranışsal yanı). Buna göre genel olarak bakıldığında benlik hem istikrarlı hem de değişken bir nitelik göstermekte hem içsel bir boyut (anılar şemalar) hem de dışsal bir boyut (diğerleri önündeki rol ve davranışlar) içermektedir.
Daha yakın yıllarda kültürel ve kültürlerarası psikoloji alanında çalışan sosyal psikologlar benliğin kavramlaştırılmasında literatürde hakim olan anlayışların Batı toplumlarına özgü bazı yanları olduğuna işaret etmişlerdir. Bu çerçevede örneğin 'bireycilik ideolojisi taşıdığı" "diğerlerinden farklılığa ağırlık verildiği" "başkasına zıtlık" esasında tanımlandığı aslında benliğin "kişinin kültürel açıdan paylaşılan modeli" olduğu dünyanın Batı dışında kalan kültürlerinin pek çoğunda "ilişkisel bir benlik anlayışının bulunduğu ve "benliğin ilişkisel tarzda tanımlanması" gerektiği vb. hususlar vurgulanmıştır.
Bu alanda öncü bir rol oynayan ve "ilişkisel benlik-ayrışmış benlik" tiplerini ayırteden Kağıtçıbaşı'ya (1998) göre bu iki benlik anlayışı arasındaki "temel ayrım kendi-içerikli bireyci ayrışmış bağımsız benliğin diğer kişilerden kesin sınırlarla ayrılmış olması buna karşılık ilişkisel (karşılıklı) bağımlı benliğin akışkan sınırları olması"dır ve bu ayrım "hem benlik algısı hem de sosyal algı için geçerli"dir.
Benlik
Benlik (şelf) sosyal psikolojide önemli araştırma konularından biridir. Tarihsel olarak da sosyal psikologların üzerinde durdukları ilk konular arasında yer alır. W. James benliğin hem insanın kendini bilme ve değerlendirme konusu gibi hem de düşünce ve davranışlarımızın kökeninde bulunan bir yapı gibi incelenebileceğini öne sürmüştür.
Baldwin benliği alter ve ego şeklinde iki karşıt kutba ayırmıştır. Alter gerçek veya hayali olsun diğer insanlar hakkındaki temsillerimize ego ise kendi kendimizi algılama tarzımıza göndermektedir.
Mead benliğin birey ile çevresi arasındaki etkileşim içinde oluştuğunu vurgulamıştır. Ona göre birey ait olduğu gruplar ve komünote tarafından paylaşılarak inşa olur. Sosyal süreç herkes tarafından aynı şekilde algılanmadığından bireyler arasında önemli farklılıklar görülür. Mead bu farklılaşmaları ben ve ego ayrımıyla niteler. Ben benliğin psikolojik kısmıdır ve bireyin yaratıcı yanlarını belirtir; ego ise benliğin sosyolojik yanıdır ve sosyal rollerin içselleştirilmesini ifade eder.
Son yıllarda sosyal psikologlar tarafından gerçekleştirilen benlik araştırmaları üç sorun etrafında odaklaşmaktadır: Benlik kavramı yani kendimizi nasıl tanımladığımız (benliğin bilişsel yanı) benlik saygısı veya özsaygı yani kendimizi nasıl değerlendirdiğimiz (benliğin duygu ve değerlendirmeler içeren yanı) ve benlik sunumu ya da kendini sunma yani kendimizi nasıl sunduğumuz (benliğin davranışsal yanı). Buna göre genel olarak bakıldığında benlik hem istikrarlı hem de değişken bir nitelik göstermekte hem içsel bir boyut (anılar şemalar) hem de dışsal bir boyut (diğerleri önündeki rol ve davranışlar) içermektedir.
Daha yakın yıllarda kültürel ve kültürlerarası psikoloji alanında çalışan sosyal psikologlar benliğin kavramlaştırılmasında literatürde hakim olan anlayışların Batı toplumlarına özgü bazı yanları olduğuna işaret etmişlerdir. Bu çerçevede örneğin 'bireycilik ideolojisi taşıdığı" "diğerlerinden farklılığa ağırlık verildiği" "başkasına zıtlık" esasında tanımlandığı aslında benliğin "kişinin kültürel açıdan paylaşılan modeli" olduğu dünyanın Batı dışında kalan kültürlerinin pek çoğunda "ilişkisel bir benlik anlayışının bulunduğu ve "benliğin ilişkisel tarzda tanımlanması" gerektiği vb. hususlar vurgulanmıştır.
Bu alanda öncü bir rol oynayan ve "ilişkisel benlik-ayrışmış benlik" tiplerini ayırteden Kağıtçıbaşı'ya (1998) göre bu iki benlik anlayışı arasındaki "temel ayrım kendi-içerikli bireyci ayrışmış bağımsız benliğin diğer kişilerden kesin sınırlarla ayrılmış olması buna karşılık ilişkisel (karşılıklı) bağımlı benliğin akışkan sınırları olması"dır ve bu ayrım "hem benlik algısı hem de sosyal algı için geçerli"dir.