El-Uzzâ

Painfully

Well-Known Member
El-Uzzâ

Uzza İslam öncesi Arabistan'daki bereket tanrıçası. İslam öncesi dönemde ve Mekke şehrinin üç baş tanrıçasından biriyidi. O dönemlerde Uzza Manat ve Lat ay tanrısı El-İlah'ın kızları olarak anılıyorlardı.
İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da da İslam öncesi tapınılan ilah-putlardan biri olarak adı geçmektedir (53:20).
Hubel gibi Uzza da İslam öncesi Kureyşliler tarafından korunmak için çağrılırdı. "624'te Uhud savaşında Kureyşlilerin savaş narası 'Uzza'nın insanları Hubel'ın insanları!' şeklindeydi." (Tavil 1993)

Uzza Kültürü

İslam öncesi Arabistandaki ilahlara dair bilgi bulmak pek kolay olmadığı gibi bulunan bilgilerin güvenilirliği de tartışmalı olabilmektedir. İlahların kökenleri ihtiyatlı bir biçimde araştırılmakta ve bazı öneriler getirilmektedir. Nabatlıların Petra'daki Uzza'ya dair kitabelerinde Uzza'nın Venüs gezegeniyle ilişkilendirildiğine dair açıklamalar bulunmaktadır.
Hişam bin el-Kelbi tarafından yazılmış Putlar Kitabı`na (Kitab el-Esnam) göre (N.A. Faris 1952 s. 16-23); "Kureyşliler de dahil Arapların çocuklarına Abdul-Uzza ("Uzza'nın kulu/kölesi") ismi koyma adetleri vardı. Daha da önemlisi Kureyşiler için Uzza en önemli puttu. Onu ziyaret eder hediyeler getirir ve kurban adayarak lütuf dilerlerdi."
Tapınılan üç tanrıçanın (Uzza Manat ve Lat) gerçekten Tanrı'nın veya başka bir ilahın kızları olarak tapınılıp tapınılmadığı konusu belirsizdir. Putlar Kitabı`na göre üç tanrıçanın da tapınımına farklı zamanlarda başlanmıştır buna göre ilk dönemlerde kardeş bile sayılmıyor olabilirler. İslami kaynaklar İslam öncesi dönemde bu üç tanrıçaya Tanrı ile insanlar arasında ara buluculuk etmesi için tapınıldığını ileri sürmüştür. Kur'an'da Tanrı ile insanların aralarına ara bulucu sokmamaları gerektiğine - İslam dininde buna gerek olmadığına dair ayetler bulunmaktadır. Özellikle Zümer suresinin 3. ayetinde geçen bir ifade tefsirciler tarafından böyle yorumlanmıştır. Ayet şöyledir:
"İyi bil ki halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinerek 'Onlar bizi Allah'a yaklaştısınlar diye kulluk ediyoruz' derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde hüküm verecektir." (Zümer suresi 39/3) Tefsirciler ayetin son kısmını İslam öncesi dönemde bölgedeki insanların Allah veya tek yaratıcı Tanrı'ya inandıklarını ama melekleri veya bir tür ilahları kendilerini Yaratıcı Tanrı'ya yaklaştırsınlar diye aracı kıldıklarını bu aracı ilahlara ve putlarına taptıkları şeklinde açıklamıştır. (Seyyid Kutub Fî Zilâl-il Kur'an 8. cilt Zümer Suresi 3. ayet s. 567 - Dünya Yayıncılık İstanbul 1991 ve Mevdudi Tefhimu'l Kur'an 5. cilt Zümer suresi 3. ayet s. 93-95 İnsan Yayınları İstanbul 1991.)
Her üç tanrıçanın Mekke'nin yakınında kendilerine adanmış farklı mabetleri vardı. En önemli Arap Uzza mabedi Kudayd'ın yanındaki Nakhlah diye anılan bir yerde idi burası Mekke'nin doğusunda Taif'e doğruydu.
Geç dönem putperest (pagan) Arap şiirinde Uzza güzelliğin simgesi olarak geçmekteydi. Her ne kadar Uzza'nın Güney Arabistan'daki varlığı kısa denilebilecek bir zaman dilimi içinde yok olmuşsa da kuzeyde Nabatlılarca Petra'da varlığını sürdürdü. Nabatlılar başlarda Arap isimlerine sahip ilahlara sahipken daha sonra bu özgün ilahları Hellenistik tanrı ve tanrıçalarla özdeşleştirmiştir. Bunun sonucu olarak Uzza da İsis ve Afrodit ile ilişkilendirlimiştir. Petra'daki kazılarda İsis/Uzza'ya adanmış bir tapınak ortaya çıkarılmıştır. Bu tapınak içinde bulunan bazı oymalardan esinlenerek Kanatlı Aslanların Tapınağı olarak anılmaktadır. Uzza ismi Petra'daki kitabelerde kayıt edilmiştir.
Putlar Kitabı'nda alıntılanan ve Zeyd ib-Amr ibn-Nufeyl tarafından yazıldığı geçen bir mısrada şöyle denmektedir:
Uzza ve onun iki kızına artık tapmam. (Arapça: فلا العزى أدين ولا ابنتـيهـا. ) Buna göre İslam öncesi dönemde Uzza'nın tapınılan iki kızı olduğu da düşünülebilir fakat bu konuda daha fazla bir kaynak veya akanıt bulunmamaktadır.

Uzza Bahçesi

Easton's Bible Dictionary'e (Easton İncil Sözlüğü) göre Uzza Manasseh ve Amon'un gömüldüğü bir bahçeydi (2 Krallar 21:18 26).​
 
Üst